tartip
Look at other dictionaries:
kantarcı — is. 1) Kantar yapıp satan kimse 2) Kantarda tartan kimse 3) Çarşıya, pazara getirilen şeyleri tartıp vergisini toplayan görevli … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartmak — i, ar 1) Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak 2) Bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak 3) Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek Süvari daima dizginleri tartıp kısrağı zapta muktedir olduğunu ihsas etmeli. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el terazi göz mizan — elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜCAZEFE — Söz ile karşısındakinin hakkını örtmek, aldatmak. * Fık: Tartıp ölçmeden göz kararı ile yapılan tahmini satış. Götürü almak. Toptan satmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük